Amerika merkezli bir kaynak tarafından açıklanan rakamlar, Çin otomobilleri hakkında Türkiye’deki kullanıcıların çekincelerinin paralel olduğunu kanıtlıyor.
İş gücünün fazlalığı ve maliyet oranlarının düşüklüğü küresel bazda kitlelere ulaşan üreticiler için Uzak Doğu pazarını çok daha cazip hale getiriyor. Bundan hareketle kurulma kararı alınan yeni tesislerin genellikle bu bölgede inşa edildiğini artık daha sık şekilde görebiliyoruz. Son olarak Volvo‘nun elektrik gücünden sorumlu Polestar, BMW ve MINI gibi önemli markaların hayata geçireceği tüm yeni modelleri Çin’de üretme kararı buna en güzel örneklerden birisi oldu. Nitekim Volvo’nun S90‘ı da Çin’de üretiyor olması da geçtiğimiz dönemden hatırlanabilir. Madalyonun diğer yüzünde ise Çin’in yerel markalarının önemli bir yükselişi söz konusu. Elektrikli otomobillerle birlikte git gide pazar payını artırma potansiyeline sahip olan bu markaların şanslarını denedikleri önemli pazarlardan birisi de Amerika olmaya devam edecek. Hal böyle olunca da Amerika merkezli birkaç şirket, kullanıcıların Çin merkezli markalar hakkındaki düşüncelerini almak adına yola çıkması da uzun sürmemiş. Yapılan anketin ardından karşımıza çıkan sonuçlar aslında çok da şaşırtıcı sayılmaz.
Aslında bu konu ülkemizdeki kullanıcıların da bir hayli temkinli davrandığı bir nokta. Ülkemizdeki pek çok sürücüde Çin merkezli ürünlerin güvenilirliğiyle ilgili büyük soru işaretleri var. Bu soru işaretin birebir şekilde Amerikalı kullanıcılarda olduğunu da net bir şekilde söyleyebilir. Öyle ki, yapılan anket yüzde 35 gibi önemli bir kısım Çinli bir markayı satın almayı aklının ucundan bir geçirmiyor. Buna karşın yüzde 28‘lik kısım aksi yönde bir görüş belirterek satın alabileceklerini ifade ediyor. Geriye kalan yüzde 37‘lik kısım ise oyunu çekimser yönde kullanarak henüz emin olamadıklarını dile getiriyor.