Her sene bu dönem çok fena geçer. Oyun firmaları kasım-aralık aylarında tüm kozlarını oynarlar ve biz de çok yoğun bir oyun dalgasına tutuluruz. Ancak bu sene her zamankinden daha fena geçiyor doğrusu… O kadar çok kaliteli oyun aynı anda çıktı ki gerçekten bir oyuncu olarak takip etmek oldukça zor olsa gerek. Uncharted 3 de onlardan biri ve ciddi anlamda türünün tek örneği diyebileceğimiz kadar iyi, hatta belki de kelimelere sığdıramayacağımız kadar iyi. Oyunun bu kadar iyi olmasının nedeni sadece türünün kaliteli bir örneği olmasından değil, türüne birçok yenilik kazandırıyor olması aynı zamanda. Yine akıl almaz maceralara atılacak ve PS3’ünüzün başında gözlerinizin yuvalarından çıkmasını sağlayacak sahnelere şahit olacaksınız. Hiç abartmadan söyleyebiliriz ki Uncharted 3 ömrümüzde oynadığımız ve oynayabileceğimiz en iyi 10 oyundan bir tanesi. Unutulmaz karakterlere, sürükleyici bir hikayeye, baş döndürücü bir anlatıma sahip olan oyun tüm oyun geliştirici firmalar için adeta bir ders niteliği taşıyor.
DERİN GİZEMLER
İkinci oyunu oynamış olanlar muhtemelen hala etkisinden çıkamamışlardır. Bunun nedeni oyunun inanılmaz bir sinematik anlatıma sahip olmasıydı. Özellikle oyunun tren sahnesi cidden inanılmazdı. Fakat bu kez geliştirici ekip Naughty Dog ne yapmış etmiş ve oyunun tümünü bu şekilde kılmayı başarmış. Uncharted 3’ün istisnasız her sahnesi bir sinema filmi kalitesinde. Ancak oyunu iyi yapan şey sadece bu değil. Uncharted 3’ü bu denli sıra dışı yapan özelliği bu sinematik anlatımın sadece ara sahnelerde değil, bizzat siz oynarken kendini göstermesi. Sonuçta oyun ve sinemanın farklı birçok yanı bulunuyor ve siz oyun oynarken kamera karakterinizi takip etmek zorunda, değil mi? Yani farklı kamera açıları kullanıp dramatik anlatımı güçlendiremezsiniz oyunlarda. İşte Naughty Dog bu tek kamerayı o kadar iyi kullanmış ki hayran kalacaksınız. Siz normal oyununuzu oynarken başınıza sürekli bir şeyler geliyor. Oyunu hemen hemen tüm bölümleri, tüm sahneleri adeta nakış gibi işlenmiş. Her an, her durumda sizi şaşırtacak, şok edecek detaylar ve olaylar bulunuyor. Oyunun anlatım dili o kadar akıcı ve üst düzeyde ki kelimelerle tarif etmek imkansız. Şöyle düşünün, batmakta olan bir transatlantiğin içindesiniz. Okyanusun ve fırtınanın ortasındasınız. Koca gemi bir ceviz kabuğu gibi dev dalgaların ortasında kalmış ve sürekli su alıyor. Bir süre sonra devasa gemi yan yatıyor ve siz tamamen tersinizi dönmüş bir halde düşmanlarınızla kapışıyorsunuz. Bu yaşayacağınız yüzlerce örnekten sadece bir tanesi. Geliştiriciler bize öyle bir sinematik deneyim yaşama fırsatı vermiş ki her bir sahnesi zihninize bir daha çıkmamak üzere kazınacak. Eh, tabii bu kadar iyi anlatılan bir hikayenin gayet iyi olması gerek değil mi? Aynen öyle. Uncharted 3’ün hikayesi Indiana Jones filmlerini aratmayacak kalitede. Nathan’ın büyük büyük büyük babası Sir Francis Drake’in, Büyük Rubülhali Çölü’nde rastladığı kayıp bir şehrin peşinden gidiyoruz bu kez. Fakat başımıza gelenler itibarıyla olayın bu kadar basit olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. İşin içinde yüzlerce yıllık mistik gizemler ve çok eski bir gizli örgüt de var ve işler düşündüğünüzden çok daha fazla karışıyor bir süre sonra. Fakat Drake’in başta “Ne yanlış gidebilir ki?” diyerek çıktığı macera sizi dünyanın bambaşka yerlerinde yaşayacağınız unutulmaz bir maceraya çıkarıyor. Muhteşem grafikler ve müzikler eşliğinde hayatınızın macerasını yaşıyorsunuz resmen. Oyunun hikayesi o kadar sürükleyici, bu hikayeyi anlatım tarzı o kadar muhteşem ki eğer yanınızda oyunu izlemek için birileri varsa, kesinlikle sizinle birlikte onlar da gözlerini ekrandan ayıramayacak.
NE YANLIŞ GİDEBİLİR Kİ?
Oyunun bizi en çok etkileyen iki yanı sinematik anlatımı ve sürükleyici hikayesiydi. Fakat bir ayrı parantez de karakterler için açmak gerek. Normal şartlarda bir oyun oynarken ekrandaki karakteriniz aslında sizi oyun içinde var eden avatarınızdır. Ancak Uncharted 3’te durum pek öyle değil. Nate, Sully, Chloe, Elena hatta kötü kadın Marlowe bile o kadar ustalıkla çizilmiş karakterler ki onlarla duygusal bağ kurmakta kesinlikle zorlanmıyorsunuz. Tüm karakterlerin yaptıkları şeyleri sağlayan motivasyonları o kadar başarılı bir şekilde açıklanıyor ki cidden oyunun büyük bütçeli Hollywood yapımlarından aşağı kalır hiçbir yanı olmadığını bir kez daha anlıyorsunuz. Özellikle diyaloglar çok çok başarılı. Bir şekilde en zor durumlarda bile Nate’in vurdumduymazlığına ve pozitifliğine hayran olmamak elde değil. Bu sayede karakterler sizin için birer oyun unsuru olmaktan çıkıp kanlı canlı varlıklara dönüşüyor.
VURUN KIRIN ÇATIŞIN
Uncharted 3’ün çatışma ve oyun dinamikleri tek kelimeyle enfes. Özellikle karakter animasyonları son derece yumuşak olduğundan kesinlikle son derece gerçekçi çatışma sahneleri yaşıyorsunuz ancak silah seçeneklerinin artmış olması da bunda bir etken. Örneğin, artık elinizin altında bir de nişancı tüfeği ve roketatar var. Siper sistemi yine eskisi gibi muhteşem çalışıyor. Düşmanlarınız fazla yaklaştığında yine kafa göz dalabiliyorsunuz onlara. Ancak bu kez çok daha fazla hareket seçeneğinizi mevcut; örneğin, bu kez bir düşmanı tutup etraftaki nesnelerin üzerine geçirebiliyorsunuz ya da etrafta bulabileceğiniz eşyaları düşmanlarınızın kafalarına çakabiliyorsunuz. Cidden muazzam olmuş. Hem eğlenceli hem de gayet işlevsel. Uncharted 3’te bazen kafayı çalıştırmanız da gerekiyor. Oyundaki bulmacalar öyle çok zor değil ancak yine dikkat gerektiren zeka ürünü çözümleri var.
MODERN ZAMAN KLASİĞİ
Unutulmaz tek kişilik senaryoyu bitirdiğinizde gelin bir de çoklu oyuncu seçeneklerine dalın. Tek kişilik modu bu denli kaliteli olan bir oyunun diğer seçeneklerinin boş olmaması sık rastlanılan bir durum değil. Oyunda neye elimizi atsak altından kalite çıkıyor. Oyunun çok oyunculu modları gerçekten çeşitli ve en sıkı multi oyunlara dahi taş çıkaracak seviyede. Uzun lafın kısası Uncharted 3, kusursuza yakın bir yapım ve tüm zamanların en iyi oyunlarından biri. Karşımızda modern bir klasik duruyor ve kesinlikle kaçırmamanızı tavsiye ediyoruz. Eğer etrafınızda sizi oyun oynamanızdan dolayı yargılayan, küçümseyen birtakım burnu büyükler varsa, cevabınızı bu oyunla vermelisiniz. Üstelik tamamen Türkçe dublaj seçeneğiyle birlikte.