ViewSonic Orta ve Doğu Avrupa Bölge Müdürü Hasan Koçyiğit, pandemi ile değişen eğitim süreci ve yeni teknolojiler hakkında soruları yanıtladı.
Pandeminin en çok etkilediği sektörlerden birisi de eğitim sektörü oldu. Çok hızlı ve beklenmedik bir değişim süreci yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor.
Şu an gerçek anlamda bir dönüşüm bulunuyor ve bu dönüşümün bir parçası da dijital öğretme ve öğrenme platformu myViewBoard ile ViewSonic oldu.
Dünyanın önde gelen görsel çözüm sağlayıcısı olan ViewSonic, dijital öğretme ve öğrenme platformu myViewBoard’u 2018’de tanıttı. Platform, Mayıs 2021’de dünya çapında 130 ülkede 3.000 okulda 3 milyondan fazla kullanıcıyla bir dönüm noktasına ulaştı.
ViewSonic Orta ve Doğu Avrupa Bölge Müdürü Hasan Koçyiğit, bu yeni dönem ve kendi teknolojileri hakkında kendisine yöneltilen sorulara cevap verdi.
ViewSonic markası ve Türkiye’deki çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
ViewSonic 1987 yılında ABD’de kurulan bir şirket. Merkezi Kaliforniya Brea’da, AR-GE Merkezi Tayvan Taipei’de, Global Destek Merkezi ise Çin Wuhan’da bulunuyor. ViewSonic, ekran teknolojisi, özellikle de sıvı kristal ekranlar, projektörler ve etkileşimli tahtalar konusunda uzmanlaşmış, çok uluslu bir şirket.
Eğitim, işletme ve eğlence alanlarında çözümler sunuyoruz. ViewSonic olarak 2006’da Türkiye operasyonumuz kuruldu. 2016’da Balkan ülkelerinin operasyonu, 2019 3. Çeyrek ile birlikte Orta ve Doğu Avrupa operasyonu Türkiye’ye bağlandı. Şu an 18 ülke Türkiye’den yönetiliyor.
1999’da projeksiyon cihazlarını, 2005’te bilgilendirme ekranlarını, 2017’de interaktif ViewBoard ürün ailesini, 2018’de myViewBoard yazılım ekosistemini pazara sunduk.
myViewBoard Ekosistemi hakkında bilgi verir misiniz?
Global görsel çözümler sağlayıcısı olan ViewSonic, ViewBoard etkileşimli tahtalar ve myViewBoard ekosistemi ile kurumlara, iş dünyasına ve eğitim teknolojisi alanına iş birlikleri ve iletişimlerini kökten değiştirecek ve günümüzün hızlı çalışma ortamına entegre edecek çözümler sunuyoruz.
myViewBoard’a platformdan ziyade ekosistem demeyi tercih ediyoruz. Çünkü ViewSonic sadece bir ekran üreticisi değil aynı zamanda eğitim, sunum ve birlikte çalışma için optimize edilmiş çeşitli servisleri bünyesinde barındıran bir ekosistem.
Mevcutta kullanılan iş odaklı dijital platformların eğitimin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamaması nedeniyle eğitim amaçlı bir yazılım olarak hazırlanan ViewSonic myViewBoard, öğretmen ve öğrencilerin hibrit eğitimde yaşadıkları birçok sıkıntıyı ortadan kaldırıyor.
Kolay kullanımı ile tercih edilen myViewBoard’da, beyaz sayfadan çıkmadan derse eklemek istedikleri tüm içeriklere tek tuşla ulaşabilen öğretmenler, görüntüleri ve videoları da sadece sürekle bırak yaparak ders içeriklerine alarak derslerini buluta kaydedebiliyorlar ve öğrencileri ile paylaşabiliyorlar.
Dijital alanda bir sınıf ortamı yaratmaya yardımcı olan çeşitli özelliklerle dolu bir öğretme-öğrenme yazılım aracı olan myViewBoard, dijital öğrenme ortamları oluşturmanın yollarını geliştirmeye çalışan eğitim kurumlarına, öğretmenlere ve öğrencilere güvenli bir sanal öğrenme alanı sunuyor.
K-12’den yükseköğrenime kadar ortak çalışmayı destekleyen etkileşimli ekranlarımız ve myViewBoard ekosistemi, sınıf katılımını ve dijital öğrenmeyi geliştiren çözümleri bir arada barındırıyor. Ekosistem Viewboard ve diğer tüm etkileşimli tahtalar ile birlikte kullanılabiliyor.
myViewBoard, Google, Microsoft, Amazon, Intel gibi ekosistemlerle entegre olabildiği gibi, Windows, Apple, Android, Google gibi platformlar üzerinden de erişilebilir özellikte. Ayrıca, Google Drive, Box, Dropbox, OneDrive bulut altyapıları ile direkt entegre olabiliyor.
Zoom, Gotomeeting, Teams, Youtube, Facebook, Workplace, Twitch gibi yayın platformları üzerinden paylaşılabilirken, Google Classroom gibi LMS/ÖYS (Learning Management System/Öğrenim Yönetim Sistemi) ile birlikte çalışabiliyor. Youtube, Khan Akademi, myViewBoard Clips gibi dijital içerik ve müfredetlara da reklamsız erişebiliyor.
Özellikle pandemi ile birlikte dijital eğitim çok önem kazandı. Bu dönemde myViewBoard ekosisteminin avantajları neler? Eğitimciler bu ekosistemden nasıl yararlanabilirler? Ekosistem için gereken donanımlar nelerdir?
Pandemi hemen her yerde, akademik veya akademik olmayan sektörlerde eğitim teknolojisi (EdTech) araçlarının giderek daha fazla benimsenmesini ciddi anlamda hızlandırdı ve bu da EdTech sektörünün büyümesini olumlu yönde etkiledi diyebiliriz.
Bir anda COVID-19 dünyanın hemen her yerinde etkili oldu ve etkileri tüm insanlığa yansıdı. En çok etkilenen kesimlerden biri de öğrenci ve öğretmenlerdi. Öğretmenler, bilhassa devlet okulunda görev yapan öğretmenlerin bir kısmı, ilk kez karşılaştıkları bu online eğitime hızlıca adapte olmak zorunda kaldılar.
Ama bana sorarsanız bunu başardılar. Bu süreçte EdTech şirketleri de ciddi bir rol oynadı. Biz de pandemi süresince özellikle eğitimcilerimize destek olmayı kendimize bir görev bildik ve ViewSonic olarak myViewBoard platformumuzu Türkiye’de tüm kullanıcılarımıza bu dönem içinde ücretsiz sunduk. Ekosistemi kullanmanın ise hiçbir koşulu bulunmuyor ve bu süreçte üye olan herkes sistemimizden ömür boyu faydalanacak.
myViewBoard ekosistemini kullanmak, dijital eğitim içeriği hazırlamak ve ekosistemin diğer sunduğu imkânlardan yararlanmak için öğretmenlerin tek yapması gereken www.myviewboard.com adresine girip kayıt yaptırmak.
MyViewBoard ekosistemimize dâhil olabilmek için de hali hazırdaki bilgisayarlar ya da akıllı cihazlar kullanılabilir. Bunun için ekstra bir maliyet söz konusu değil.
Bulunduğumuz pandemi sürecinde ise MyViewBoard yazılımımız tüm öğretmenlere ücretsiz servis verdiği için şu anda MyViewBoard’u kullanmak için herhangi bir ücret ya da ekstra bir donanım ihtiyaçlarının olmayacağını söyleyebilirim.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ViewSonic MyViewBoard ekosisteminin eğitim sistemine faydalarından daha detaylı bahsedebilir misiniz?
- -Sistemin kolay kurulumu her yerde, her zaman öğretmeye ve öğrenmeye olanak tanır. Öğretmenler ve öğrenciler herhangi bir yazılım kurulumuna gerek olmadan herhangi bir bilgisayardan oturum açabilir, sadece bir tarayıcı gereklidir. Dersler daha sonra izlenmek üzere kaydedilebilir.
- -Sınıf Yönetimi kapsamında öğretmen kesintisiz eğitime odaklanır. Öğretmenler, öğrencilere konuşma veya yazma için sanal bir “el kaldır” izni vererek sınıfı kontrol edebilir, yönetebilir ve yönlendirebilir. Ayrıca, katılımcıları daha kolay yönetmek için Google Classroom’daki listeyi entegre edebilir.
- -Google ve Microsoft çoklu oturum açma ile yerleşik güvenli kimlik doğrulama, uzaktan derslere yalnızca izni olanların katılmasını sağlar. LMS entegrasyonu, öğretmenlere yalnızca kimliği doğrulanmış öğrencilerin oturuma girmesine izin veren güvenli bir ortam sağlar. İletişim aynı zamanda en üst düzeyde şifrelenerek veri sızıntılarını önler.
- -Etkileşimli sanal beyaz tahta sayesinde öğrenciler, sınıfta fiziksel olarak bulunmadan beyaz tahta üzerinde öğretmenle etkileşime girebilirler.
- -Mevcut içerikten yararlanarak öğretmenler derslerini PDF, Google Slaytlar biçiminde içe aktarabilir ve öğrenciler ClassRoom’da ödevleri üzerinde çalışabilir.
- -Yüz yüze deneyim ile yerleşik video akışı, sesli konferans ve canlı sohbet ile öğrenci katılımını artırır.
- -Grup Çalışması kapsamında sanal gruplar oluşturarak bağımsız grup tartışmaları mümkündür. Bunlar sınıfta veya uzaktan eğitim sırasında gerçekleşebilir.
- -Yazılımı yüklemeye ihtiyaç yoktur, sadece www.myviewboard.com a girip ClassRoom a bağlanılması yeterlidir.
- -Sistemde her zaman son versiyona sahip olunur, yazılım yeni özelliklerle ve araçlarla sürekli güncellenir.
- -256 bit şifreleme ile tüm iletişim ve içerikler en gelişmiş güvenliğe sahiptir, hiçbir yerde tutulmaz, kaydedilmez.
- -Hem senkron hem de asenkron pegojik yaklaşıma uygundur.
- -Farklı ve popular eğitim ekosistem ve platformlarla entegre ve uyumludur.
- -Düşük bant genişliği erişilebilirliği ile mümkün olan en düşük bant genişliği kaynak kapasitesinde performans göstererek zayıf internet bağlantısı olan alanlar için daha da erişilebilir hale getirir.
Dünyada, dijital eğitim sektöründeki trendler neler?
ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda dâhil olmak üzere gelişmiş ekonomiler, yenilikçi eğitim teknolojisi teklifleri geliştirme ve sunma, eğitim yönetimini, öğrenci ve grup çalışmasına katılımını destekleme ve öğretmen iş yükünü azaltma konusunda ön saflarda yer alıyor. Common Sense Media Report araştırmalarına göre, öğretmenlerin %86’sı ile öğrenim kurum yöneticilerinin %96’sı sınıflarda eğitim teknolojilerinin kullanılmasının çok önemli olduğunu söylüyor.
Bunun en önemli nedeni ise eğitim teknolojilerinin; katılım, kişiselleştirme ve iş birliği açısından öğrenme üzerine sunduğu fırsatlar. Tüm dünyada Edtech pazarı en hızlı büyüyen pazarlardan biri. Grand View Research araştırmasına göre, Edtech pazarı 2019 da yaklaşık olarak 77 Milyar USD’lık bir pazarken, 2020 ‘de 90 Milyar USD ve 2027 de bu pazarın 285 milyar USD’a ulaşması bekleniyor.
Ancak COVID-19 etkisi bu büyümeyi hızlandırdı ve bence 2020 için tahminlerin çok üzerinde olacağını düşünüyorum. Eğitim teknolojileri içinde K-12 ve yükseköğrenim en büyük pazarlar ama okul öncesi pazar da hızla büyüyor.
Türkiye özelinde dijital eğitim sektörüne yapılan yatırım hakkında görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Genel olarak Eğitim Teknolojilerini (EdTech) 3 tür altında toplayabiliriz; donanım, yazılım ve içerik. 2019 verilerine göre donanıma yapılan yatırım %43 ile en yüksek paya sahipken, yazılımın payı %25, içeriğin payı ise % 32 civarında, tabi burada Covid-19 etkisinin 2020’de dengeleri değiştireceğini düşünüyoruz.
Türkiye özeline baktığımız zaman eğitim sektöründe yükselen bir trend görüyoruz. Özellikle son dönemlerde yapılan yatırımlara baktığımızda güzel gelişmeler mevcut. Tabii burada Covid-19’un ciddi bir ektisi olduğu aşikar. Çünkü tüm öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz ister istemez şu anda tüm süreci dijital olarak sürdürüyor.
Bununla beraber bu dönem sonlandığı zaman ise hem öğrenciler hem de öğretmenler artık akıllı tahtalara ve diğer eğitim teknolojilerine daha aşına olacaktır. Çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi geleneksel yöntemlerle ilerlemeyecek.
Covid-19, tüm sektörlerde dijitalleşmeyi hızlandırdığı gibi, eğitim sektörünü de aynı şekilde eetkiledi; burada öğretmenler ve eğitim kurumları hızlı olmak zorundaydılar ve buldukları çözümleri ki bir kısmı ne eğitim için ne de pedagojik olarak tasarlanmamış devşirme diyebileceğiz çözümlerdi, kendi yaratıcılıkları, yetenekleri, bilgileri ölçüsünde kullandılar, tabi ki burada uzaktan eğitim kalitesi herkesin sorguladığı bir konu oldu.
Covid-19 sonrası dönemde en önemli sorun hem fiziksel hem de uzaktan eğitimin seviyesini yukarı çekmek olacak, bunu da ancak eğitim için geliştirilmiş, pedagojik desteği sunan, etkileşimi, birlikte çalışmayı, paylaşmayı hem sınıf ortamında hem de uzaktan ortamda sunacak çözümlerin eğitim profesyonelleri ve paydaşları tarafından titizlikle planlaması gerektiğidir.