Volvo EX30 segmentinin en çevreci modeli olacak
Ailenin en erişilebilir üyesi olacak Volvo EX30, sürdürülebilirlik odağındaki kapsamlı çalışmaların önemli sonuçlarını taşıyor.
Volvo ürün gamının en erişilebilir modeli olarak yollara çıkmaya hazırlanan EX30 için artık son dönemeçlerdeyiz. 7 Haziran’da küresel tanıtımı gerçekleştirilecek ollan kompakt SUV segment temsilcisi için markanın resmi kaynaklarından farklı bilgiler gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde standart güvenlik donanımlarındaki zenginliği vurgulanan Volvo EX30 cephesinden gelen yeni detaylar süreci çevrecilik tarafıyla ele alıyor. Tamamen elektrikli olarak gelecek olan modelin çevreye olan etki konusunda segmentinin en ilerisinde konumlanması üzerine ciddi çalışmalar yürütüldüğünü görüyoruz. Bunun için üretim ve yaşam döngüsü süresince ortaya çıkabilecek karbon ayak izi üzerinde çalışan Vollvo, 200 bin km’den fazla bir sürüş sonucunda ortaya çıkabilecek toplam karbon ayak izini 30 tonun altına indirdiğini açıkladı.
Volvo EX30
Tam elektrikli C40 ve XC40 modelleriyle karşılaştırıldığında, toplam yaşam döngüsündeki karbon ayak izinde yüzde 25’lik bir azalmayla yollara çıkarılmaya hazırlanan EX30, 2018 ile 2025 yılları arasında otomobil başına düşen toplam CO2 emisyonunu yüzde 40 azaltma hedefine doğru atılmış önemli bir adım niteliği taşıyor. Tasarım, geliştirme, üretim, taşıma gibi birçok adımda sera gazı emisyonlarını azaltmak için sürdürülebilirlik çalışmaları gerçekleştiren Volvo, elde ettiği sonuçlardan şu aşamada memnun.
Süreçle ilgili açıklamaklarda bulunan, markanın Küresel Sürdürülebilirlik Başkanı Anders Kärrberg; “Yeni EX30, sürdürülebilirlik hedeflerimiz için doğru yönde atılmış büyük bir adım. 2025 yılına kadar, egzoz emisyonlarında yüzde 50, operasyonlarımız, hammadde tedarikimiz ve tedarik zincirimizden kaynaklanan emisyonlarda ise yüzde 25 azalma planlıyoruz. Otomobil başına düşen genel CO2 emisyonlarımızı ise 2018’e göre yüzde 40 azaltmayı hedefliyoruz. 2040 yılına kadar iklim nötr bir şirket olma hedefimize doğru hızla ilerliyoruz<./em>” ifadelerine yer verdi.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üretiminde çok daha az malzeme kullanılan, segmentinin en küçük SUV modeli olarak ön plana çıkan EX30’un CO2 ayak izi, mevcut elektrikli diğer modellerinin yüzde 75 altında konumlanacak. Alüminyum ve çeliğin üretiminin CO2 emisyonlarına en fazla neden olan iki etken olduğu göz önüne alındığında en büyük fark yaratılabilecek yerin burası olduğu görülüyor. İsveçli üretici aracın üretim sürecinde daha az çelik ve alüminyum, daha çok geri dönüştürülmüş madde kullanması bu noktada temelleri oluşturuyor. Nitekim paylaşılan verilere baktığımızda, Volvo EX30’un üretiminde kullanılan tüm alüminyumun yaklaşık dörtte biri ve tüm çeliğin yaklaşık yüzde 17’si geri dönüşüm ile sağlandığını görüyoruz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Aynı yaklaşım, otomobilin içerisinde de kendisini gösteriyor. Volvo EX30 için kullanılan malzeme, daha sürdürülebilir yeni otomobiller yaratmanın başka bir yolunu gösteriyor. İç bileşenlerden dış tamponlara kadar otomobildeki tüm plastiğin yaklaşık yüzde 17’si geri dönüştürüldü. Bu oran, bugüne kadar üretilen tüm Volvo otomobiller içerisinde en yüksek oran olarak dikkat çekiyor. İçeride, kot kumaşı, keten ve yaklaşık yüzde 70 oranında geri dönüştürülmüş polyester içeren yün karışımı malzemeler de dahil olmak üzere koltuklar, ön panel ve kapılar için çok çeşitli geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir malzemelere yer veriliyor. Volvo’nun sürdürebilirlik odaklı hamleleri üretim sürecinin yanında lojistik ve tedarikçiler odağında da kapsamlı şeklde devam ediyor.