Volvo kendi araçlarında kullanmak üzere geliştirdiği sürücüsüz otomobil (self-driving) sistemini kendisi gibi İsveç merkezli, güvenlik sistemleri geliştirme şirketi Autoliv ile ortaklığa giderek diğer üreticilere pazarlama yoluna gidiyor.
1997 yılından beri neredeyse dünyanın her yerindeki otomobil üreticilerine güvenlik sistemleri sağlayan Autoliv firması sürücüsüz otomobillerin daha fazla telaffuz edildiği günümüzde Volvo gibi önemli bir üretici ile birlikte güçlerini birleştiriyor. Volvo markasının dünya genelindeki sağlamlık ve güven algısının en üst seviye olduğu markalardan olduğu gerçeği önümüzde duruyor. Madalyonun diğer yüzünde ise dünya genelinde yapılan anketlerde tüketicilerin sürücüsüz sistemlere güven konusunda ciddi endişeler olduğu da görülüyor. Autoliv gibi dünyanın her yerindeki önemli üreticilere güvenlik sistemleri üreten bir isim ile Volvo markasının yan yana gelmesi bu ön yargıyı kırma konusunda iyi bir seçenek olabilir.
200 personel ile geliştirmeye başlanan sistemin ileriki süreçte 600 gibi bir sayıya yükselerek hızlandırılması amaçlanıyor. Volvo ve Autoliv markalarının tüm otonom teknolojilerini birbirleriyle paylaşması ile başlayan girişimin diğer tüm üreticilere satışa sunulmasının ardından ne derece gelir getireceği ve diğer üreticilere hangi rakamlarda sunulacağı merak edilen noktalardan. Tesla gibi yükselen bir değerin ve Mercedes gibi köklü üreticinin de bu sistemler üzerinde geliştirmelerde bulunduğunu düşünürsek Volvo ve Autoliv’in, ortaklıklarının meyvelerini bir an evvel toplaması pazarlama adına önemli olabilir.