Elektrik dönüşümünün öncü markalarından birisi olan Volvo, üretim ve kullanımda çevrecilik konusunu kapsamlı şekilde ortaya koyan çalışma gerçekleştirdi.
Glasgow’da düzenlenen iklim zirvesinin otomobil bazındaki en etken üreticilerinden birisi olan Volvo, ürün gamındaki dönüşümü gerçekleştirme konusunda da öncüler arasında. 2030 yılına kadar tamamen elektrikli bir otomobil şirketi olacağını deklare eden İsveçli üretici, üretim ve lojistik gibi yan kanallarda da sürdürülebilirlik alanında net adımlar atıyor. Bu süreçte kendi içerisinden pek çok farklı veri paylaşımı da yapan Volvo, günümüz şartlarında kıyaslama yapmak adına elektrikli otomobil üretimi bazında yine önemli bilgiler gönderdi. İlk bağımsız elektrikli modeli C40 Recharge’ın üretim süreciyle benzinli XC40’ı ortak noktada buluşturan çalışma, elektrikli modelin üretiminde çevreye daha fazla zarar verildiğini ortaya koyuyor.
Volvo’nun paylaştığı çalışmanın detaylarına baktığımızda, aslında elektrikli otomobilin amacına hitap edebilmesi için yan faktörlerle desteklenme zorunluluğunu bir kez daha görüyoruz. Burada altı çizilmesi gereken nokta ise otomobilin yola çıktığı ülkedeki elektrik üretiminin, ne kadarının sürdürülebilir kaynaklardan üretildiği üzerine yoğunlaşıyor. Volvo’nun farklı senaryolarda gerçekleştirdiği tahmini testlere göre C40 Recharge’ın benzinli XC40’a göre yüzde 70 daha fazla emisyona eş değer kirliliğe sebep olabileceği üzerine konuşulması gerekenler arasında.