Bütün korkular içinde en yaygın olanı karanlık korkusudur. Bunun sebebi, içinde başka korku ögelerini barındırmasıdır. Belirsizlik, karanlığı giderek daha da korkutucu kılar. Ağaç dalları canınızı almak isteyen birinin silüeti oluverir. White Night da bu korkuyla beslenen oldukça ilginç yapım. Elin oğlunun Film Noir, bizim ise Kara Film dediğimiz tarzın çok keskin karakteristik özellikleri vardır. Siyah-beyaz tonlar, sık sık yağan yağmur, karakterin üzerinden hiç çıkmayan trençkot ve fötr şapka, gırtlak kanserine meydan okurcasına içilen sigaralar gibi… Bu tarzı oyunlarda çok sık görmeye alışık değiliz. Ancak L.A. Noire’de olduğu gibi yapan da hep çok iyi yaptı. White Night, tamamen Film Noir havasında hazırlanmış bir oyun. Özellikle grafikleri şimdiye kadar görmediğimiz bir tarz ortaya koyuyor. Siyah ve beyaz dışında başka hiçbir rengin kullanılmadığı oyun, bu görsellikle beraber yaratmak istediği boğucu atmosferi başarıyla yansıtıyor. Çünkü White Night bir macera oyunu olduğu kadar aynı zamanda bir hayatta kalma korku oyunu. Dedektiflik, korku ve Film Noir tarz birleşince insan ister istemez ortaya çok iyi bir şeyler çıkmış olmasını bekliyor değil mi? KİBRİTİ OLAN VAR MI? Sonucun tam olarak beklentileri karşıladığını söylemek mümkün değil. White Night, atmosfer anlamında oldukça iyi bir iş çıkarırken özellikle oynanış dinamiklerinde tökezliyor. Geçirdiği trafik kazası sonrası yakınındaki eve giriş yapan karakterimiz, kendisini gizemli bir durumun ortasında buluyor. Hayaletlerle dolu olan evin arkasında yatan gerçeği açığa çıkarmak da bize düşüyor. Oyun siyah-beyaz olunca ve işin içinde korku olunca en kritik ögenin ışık olması kaçınılmaz olmuş. Karanlık çoğu zaman ölüm demek olduğundan etrafta bulunan ışık kaynaklarını iyi değerlendirmek gerekiyor. Lakin bu ışık kaynakları hayaletlerin en büyük düşmanı olduğundan, devamlı olarak ampul patlatmak gibi huyları var. Çözüm? Tabii ki kibrit! Muhtemelen eski bir kibrit fabrikası olan evin dört bir tarafı kibrit dolu olduğu için hem yolumuzu aydınlatmak hem de bulmacaları çözmek adına bu küçük dostumuza sığınıyoruz. Bulmaca çözmek denildiğinde aklınıza çok detaylı şeyler gelmesin. Oyun, bünyesinde bir macera oyununa göre oldukça yüzeysel ve basit kalan bulmacalar barındırıyor. BEYAZ GECE Mİ OLUR CANIM? Korkutmak amacıyla etrafa serpiştirilen hayaletlerin de görevini çok iyi yaptığını söylemek pek mümkün değil. Bir hayalet gördüğünüzde ya biraz geriye kaçarak kurtuluyorsunuz ya da ölüyorsunuz. Üstelik pek kullanışlı olmayan kayıt sistemi nedeniyle oldukça gerilere gidebiliyorsunuz. White Night, tarzı ve atmosferi ile oyuncuyu kendisine çeken, 30’ların havasını başarılı bir şekilde yansıtan bir oyun. Ancak ne yazık ki bu güzel atmosferin içine girdiğimizde aydınlık yerini tamamen karanlığa teslim ediyor… PUANLAMA