Wolfenstein: The New Order incelemesi

13 Haziran 2014 14:02


CANIMIZ KIYMETLİ
Bu karışım sadece karakterle sağlanmıyor üstelik. Yazının başında oyun içeriğinde verilen kararların da bu konuda faydalı olduğunu söylemiştik. Bildiğiniz üzere günümüz FPS oyunlarında kullanılan çok temel mekanikler vardır. Bunlardan birincisi yaralandığımızda zamanla iyileşen karakterler tabii ki. Artık her mermi yediğimizde veya saldırıya uğradığımızda bir köşeye saklanarak tam sağlıkla yolumuza devam ettiğimiz oyunlar oynuyoruz her yerde. Ancak geçmişte bu durum böyle değildi. Eskiden yönettiğimiz karakterin 100 enerjisi olurdu ve yaralandıkça bu sayı düşerdi. Eğer sağlık paketi bulabilirsek enerjimizi yenilerdik, bulamaz isek Tahtalıköyü boylardık. İşte Wolfenstein: The New Order, köklerinde sahip olduğu bu özelliği geri getiriyor.

Oyunda yine eskiden olduğu gibi belirli seviyede bir enerjimiz bulunuyor ve sağlığımızı çevredeki paketlerden sağlıyoruz. Günümüz oyunlarına fazla alışmış oyuncular için eminiz ki zorlayıcı ve kafa karıştırıcı gelecektir bu sistem. Çünkü “nasılsa sağlığım yenilenecek” rahatlığı ile önüne gelene saldırabileceğiniz bir oyun değil Wolfenstein. Her saldırınızı hesaplamalı, gerektiğinde gizlenerek hareket etmeli ve gelen tek bir mermiden bile kaçınmalısınız. Zorlayıcı değil mi? Ne güzel…


BİRİNİ BİLE BIRAKMAM
Günümüz FPS oyunlarında sıkça yer alan bir başka özellik de, yanımızda belirli sayıda silah taşıyabilmemizdir. Gerçekçiliği artırmak için uygulanan bu sistem aslında çok da mantıksız sayılmaz. Ancak biz böyle bilmedik oyunları. Karşımıza çıkan her silahı sırtlayan, istediği silahı çekip çıkaran karakterlerimiz vardı eskiden. Şimdikiler gibi süt çocuğu değildi onlar, hepsine yetecek kadar kas kütleleri bulunuyordu. Blazkowicz de öyle bir karakter işte. Gerçekçi veya değil, ihtiyacı olan her silahı taşıyabilir, kimse de sen ne yapıyorsun diyemez! Neyse ki oyunda çok fazla silah çeşitliliği yok da “ille de gerçeklik” diyen oyuncular çok rahatsız olmayacak.

Seçenek anlamında 5-6 farklı silah bulunuyor oyunda ve bu gerçekten çok az böyle bir oyun için. Neyse ki çift elle silah kullanımı eklenmiş de bu durumun eksikliği hissedilmiyor. Blazkowicz tam bir savaş makinesi olduğundan iki tam-otomatik tüfeği eline alıp, en ufak ivme kayması yaşamadan hedefini tutturabiliyor. Ancak oyunda her zaman böyle mermi kusa kusa ilerlemiyorsunuz tabii ki. Yapımcılar günümüzün zorunluluğu haline gelen sessizce ilerleme mekaniğini pas geçmemiş.


ÖNCE HİKAYE DİYENLERE
Özellikle eski kurt oyuncular için bu oyunu oynamak adına çok fazla sebep aramaya gerek yok. Wolfenstein ismi bu oyuncular için yetecektir de artacaktır bile. Ancak karşımızdaki oyun sadece geçmişin ismini kullanıp üzerine yatan bir yapım değil. Özellikle dinamikleri, senaryosu ve verdiği eskiden kalma tadıyla çok kaliteli bir oyun olmuş. Sağlam bir tek kişilik oyun deneyimi arayan oyunculara gönül rahatlığı ile öneriyoruz.

Sayfa: 1 2 3 4 5

Paylaş