BİR BAŞYAPIT
Kayle Gabler birkaç yıldır dikkatle takip ettiğim oyun yapımcılarından biriydi. Kendine has karakterler, evrenler yaratıyor ve kesinlikle stil sahibi işler çıkarıyordu ortaya. En önemlisi de her bir oyununun ayrı bir oynanış tarzı vardı. Gabler her bir sonraki projesinde kendini yenilemeye devam etti ancak kuşkusuz onun başyapıtı World of Goo oldu. Oyunumuz son derece basit grafiklerden oluşuyor. Aynı zamanda son derece basit bir oynanışa sahip. Ancak o basit grafiklerin ve oynanışın size oyun içinde nasıl bir zenginlik kazandırdığını görmeniz gerek. Oyunda Goo topları adı verilen küçük nesnelerle köprüler yapıp şirin Goo’ları çıkışa doğru yönlendirmeye çalışıyorsunuz. Ancak Gabler ve ekibi oyuna öyle bir fizik motoru entegre etmişler ki, ortaya son derece eğlenceli bir oyun çıkmış Zaten World of Goo’nun çok büyük bir bölümü ağırlık merkezi ve dengesi üzerine kurulu.
BAĞIMLILIK YARATIYOR
Oyunun her bir bölümü farklı temada hazırlanmış. Renklerden, müziklere kadar her şey farklı. Bu da oyunun beş bölümünde farklı atmosfer soluyacağınız anlamına geliyor. Bu beş bölüme ek olarak bir de ‘World of Goo Corporation’ adlı ekstra bölüm bulunuyor. Bu her alt bölüm birbirinden tamamen bağımsız görünüyor. Oyunun zaten belli bir karakteri var ancak bu beş bölüm yapım içinde oldukça homojen dağıtılmış. Bir bölümü bitirdikten sonra diğerini görmeden duramıyorsunuz.
GOO TOPLARI
Oyunda basit olarak Goo topları ile bina dikmeye çalışıyorsunuz ama emin olun oyunun içinde çok daha fazlası sizi bekliyor. Öyle ki oyunun müziklerini duyduğunuz anda kendinizi bu tuhaf dünyaya kaptıracağınızı düşünüyorum. Özellikle ‘indie games dünyası’yla daha tanışmadıysanız bu dizin için çok büyük bir fırsat olabilir. Zira akıl almaz derecede yaratıcı işler çıkıyor şu sıralar. World of Goo’yu herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Oynamayan kalmasın.
OYNANABİLİRLİK
-5YILDIZ-
GRAFİK
-5YILDIZ-
EĞLENCE
-5YILDIZ-
MÜZİK
-5YILDIZ-
YAPIMCI
BAĞIMSIZ
DAĞITICI
BAĞIMSIZ
PLATFORM
PC, WiiWare