Trump yönetimi gitmeden önce Xiaomi firmasını Çin ordusu ile bağı olduğu “iddia edilen” şirketler için hazırlanan kara listeye eklemişti.
Daha önce yapılan açıklamada dokuz farklı Çin merkezli şirketin 1999’dan beri bulunan listeye eklendiği ve bunların en büyüğünün Xiaomi olduğu aktarılmıştı. Burada daha önce de aktardığımız gibi Huawei ile benzer bir durum karşımızda yer almıyordu çünkü bu kara liste Huawei’nin eklendiği listeden farklıydı. Atılan adım sadece ABD’li yatırımcıların Xiaomi’ye yatırım yapmasını engelliyor, Xiaomi’den hisse alan ABD’li yatırımcıların bu hisseleri 21 Kasım 2021 tarihine kadar satması gerekiyordu. Firma kabul etmediği bu durumu ortadan kaldırmak adına bir yasal mücadeleye başlamıştı.
Dev isim geçtiğimiz aylarda ABD Savunma ve Hazine Bakanlığı’nı kara listeden çıkmak için dava etmişti. Xiaomi bu kararın anayasaya aykırı olduğunu belirtmiş ve mücadeleye başlamıştı. İşte bu mücadele olumlu sonuç verdi ve mahkeme Xiaomi’ye yönelik bu hamlenin geçici olarak durdurulmasına karar verdi. Söylendiği kadarıyla sonuç kararı da farklı olmayacak ve Xiaomi’ye yönelik bu kara liste durumu tamamen ortadan kaldırılacak.
Peki Xiaomi neden ABD’nin kara listesine alındı? Bunun arkasında kısa süre önce öğrendiğimiz kadarıyla ilk olarak Xiaomi’nin kurucusuna ve mevcut CEO’su Lei Jun’a verilen bir ödül yer alıyor. Çin Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı tarafında 2019 yılında Lei Jun’a verilen ödülün (Sosyalizm ile alakalı) firmanın kara listeye girmesine neden olduğu aktarılıyor ve bu da gerçekten çok garip görünüyor. Buna ek olarak Xiaomi’nin 5G ve Yapay Zeka gibi gelişmiş teknolojiler üzerine yaptığını yatırımların da süreçte etkisinin olduğu aktarılıyor.
”Şirketimiz varlık gösterdiği bölgelerin ilgili yasa ve yönetmeliklerine uygun olarak faaliyetlerini yürütmekte ve tamamen bireysel ve ticari kullanıma yönelik ürünler ve hizmetler sunmaktadır. Şirketimiz Çin ordusuna ait değildir, Çin ordusuyla herhangi bir bağı bulunmamaktadır ve NDAA’da (ABD Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası) belirtildiği şekilde “Komünist Çin Askeri Şirketi” değildir.
Şirketimizin ve hissedarlarımızın çıkarlarını korumak üzere gerekli tüm önlemler tarafımızdan alınacaktır. Şirketimiz, bu sürecin olası sonuçlarının grup üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere detaylı incelemelerini sürdürmektedir. Gerekli olması halinde ilerleyen günlerde ek açıklamalar yapılacaktır.”