Yaklaşık 30 milyon dolarlık Rolls-Royce Acadia tanıtıldı. Her biri kendine özgü hikayeye sahip dört Droptail otomobilden üçüncüsü de karşımızda.
Rolls-Royce Acadia, gerçekten inanılmaz görünüyor ve lüks konusunda herhangi bir sınırın olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor. İsim antik Yunan mitolojisinde yeryüzündeki cennet olarak tanımlanan bir yerden gelen Acadia, müşteri talebi doğrultusunda beyaz renkte üretilmiş ve daha etkileyici olması için boyaya alüminyum ve cam parçacıkları dahil edilmiş. Ahşap ve en üst kalite deri ağırlıklı kabin alanının oluşturulması için tam 8.000 saat harcanan modelin, Rolls-Royce’un bugüne kadar yarattığı en karmaşık saate ev sahipliği yaptığı da dikkat çeken detaylar arasında yer alıyor. Sadece montajın tamamlanması beş ay süren bu saatin geliştirilmesi içinse tam iki yıl harcandığı aktarılıyor ve bu akıl almaz görünüyor. İçi gerçekten lüks bir yat gibi hazırlanan model, gücünü 6,7-litrelik bir çift turbo destekli V12 motordan alıyor ve bu motor 593 beygir güç üretiyor. Sekiz vitesli bir otomatik şanzıman taşıyan ve adeta bulutların üstünde gidiyormuş gibi konforlu bir sürüş deneyimi getiren Rolls-Royce Acadia, yüksek ihtimalle sadece özel bir alanda sergilenecek yani gerçek yollara çıkarılmayacak araçlar arasına dahil oluyor.
İkinci araç AMETHYST olmuştu ve model hakkında firma şunları aktarmıştı: “AMETHYST, araç sahibinin oğlunun doğum taşı saflığın, berraklığın sembolü amethyst mücevheriyle, otomobilin her ayrıntısında keşfedilen temalara odaklanıyor. Sipariş sahibi aynı zamanda otomobilin yaratıcısı Rolls-Royce’a geldi ve yaratılacak otomobilde kendi kültürel miraslarını kutlama arzusunu dile getirdi. Coachbuild tasarımcıları, Droptail’in dış tasarımını belirleyecek bir ilham noktasıyla müşterinin evlerinden birinin yakınındaki çölde açan kır çiçeği, ile yanıt verdiler. Globe Amaranth olarak adlandırılan çift tonlu dış cephe boyası, çiçek açma aşamalarını yakalıyor.
Ana gövde rengi, narin gümüş alt tonuna sahip yumuşak mor renkle tasarlanırken, otomobilin üst kaportasında koyu mor kontrast boyası kullanılıyor. Üstünde kırmızı, mavi ve mor mika renklerinin karışımıyla elde edilmiş, ince metalik bir parlaklık yaratan leylak rengi pullar göze çarpıyor. Arka güverte kaplaması, Rolls-Royce tarafından şimdiye kadar üretilen dünyanın en büyük ahşap yüzeyi olma özelliğini taşıyor. Çeşitli ortamlarda otomobilin kullanılabilirliğini sağlamak için, iç ahşap parçaları da aynı titizlikle test edilip dayanıklılık standartlarına uygun olarak tasarlanıyor.
Araba yapım aşamasından önce, 150’den fazla örnek, 8.000 saatin üzerinde değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bu değerlendirmeler arasında simülasyonlar ve ışık dayanıklılığı testleri de bulunuyor. Ayrıca, sıcaklıkların +80°C ila -30°C arasında değiştiği dayanıklılık testleri gerçekleştiriliyor. Böylece, Amethyst Droptail için özel olarak geliştirilen güverte koruyucu kaplamalar kendi patentini alıyor. İç mekanı tamamlamak için müşteri zarif bir ekleme talep ediyor. Bunun üzerine otomobilin dekorasyonu için döner kadranlı değerli taşlar iç ve dış mekanlara dahil ediliyor.