Kısa süre önce Çinli BYD’nin Türkiye’ye gelişiyle ilgili önemli bir adım duyuran Ali Haydar Bozkurt, saatler önce duyurulan ek vergileri değerlendirdi.
Çin merkezli otomobil üreticilerinin Avrupa sonrasında Türkiye pazarına girişiyle ilgili gelişmeleri 2023 ile birlikte almaya devam ediyoruz. Chery sonrasında dünyanın en büyük elektrikli otomobil üreticisi BYD’nin Toyota’nın da distribütörlüğünü de üstlenen ALJ Grup üzerinden Türkiye’ye getirileceği kısa süre önce açıklanmıştı. Toyota ve ALJ Türkiye Başkanı ve CEO’su Ali Haydar Bozkurt’un çok önemli bir adım olarak gördüğü BYD’nin Türkiye’ye geliş hamlesinden kısa süre sonra ise Türkiye’de Çinli elektrikli otomobillere çok ciddi bir ek gümrük vergisi devreye alındı. Toyota ve ALJ’deki görevlerinin yanında ODMD (Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği) Başkanlığı’nı da yürüten Ali Haydar Bozkurt, Resmi Gazete’de yayınlanan ek gümrük vergisini değerlendirdi.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Ali Haydar Bozkurt; “Çin menşeili elektrikli otomobil modelleri için atılan adım şaşırtıcı değil”
Çinli otomobil üreticilerinin Avrupa pazarına açılma adımlarıyla birlikte, pazardaki köklü isimlerin bu yönde uyarılar yaptığına aslında sık sık şahit oluyoruz. Özellikle Stellantis CEO’su Carlos Tavares’in vurguladığı “rekabet için ek vergi” çağrıları hala gündemdeki yerini koruyor.
Türkiye’nin de bu yönde bir adım atmasını Avrupa’daki beklentilerle paralel olduğunu vurgulayan Ali Haydar Bozkurt, sürecin şaşırtıcı olmadığını vurguladı. Bozkurt açıklamalarında; “Hepimizin bildiği üzere otomotiv sektöründe hızlı bir BEV (bataryalı elektrikli araç) dönüşüm süreci yaşanmaktadır. Bu konuda çok hızlı hareket eden ve lityum-iyon kaynağı avantajına da sahip olan Çin menşeili markaların, maliyet üstünlüğü söz konusudur. Bilindiği gibi tam elektrikli araçların maliyetinin büyük bir kısmını oluşturan bataryaların önemli bir materyali olarak lityum-iyon öne çıkmaktadır.
Elektrikli araçların hızlı şekilde yaygınlaşması beklenen Avrupa ülkelerinde, yoğun bir şekilde pazara giriş yapmak isteyen Çinli markalara karşı rekabetin dengelenmesi amacıyla benzer uygulamaların gündeme gelmesi pek de şaşırtıcı olmayacaktır. Dünyanın önemli otomotiv markalarının da Avrupa menşeili olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, Avrupa’nın kendi otomotiv ekosistemini korumak istemesi anlaşılabilir bir durumdur. Bu önlemlerin, pazara girmek isteyen Çinli markaların Avrupa ve özellikle de Türkiye’de üretim yatırımı yapmasına ön ayak olması söz konusudur. Umarız ki, bu yeni yatırım fırsatlarından Türkiye olarak biz fayda sağlarız.” ifadelerine yer verdi.