Yılın en iddialılarından; Huawei Mate 20 Pro ön incelemesi

Bugün tanıtımı gerçekleşen Huawei Mate 20 Pro modelini geçtiğimiz hafta 2 saatliğine inceleme fırsatı elde etmiştik. Gelin cihaz bu kısa sürede hangi özellikleriyle dikkatimizi çekti bir bakalım.

Yılın en iddialı akıllı telefon modellerinden biri olan Huawei Mate 20 Pro nihayet gün ışığına çıktı. Ancak bizim cihazla karşılaşmamız biraz daha önce oldu. Geçtiğimiz hafta Budapeşte’de gerçekleştirilen özel ön gösterimde cihazla yaklaşık 2 saat geçirme fırsatı elde ettik. Tasarımdan başlayıp tüm detaylara kadar anlatacağımız bu deneyimde Mate 20 Pro bizi ilk bakışta etkilemeyi başardı diyebiliriz. Ön incelemeye geçmeden önce cihazın özellikleriyle ilgili detayları buradan okuyabileceğinizi ekleyelim.

Özel bir renk seçimi yapmadan dağıtılan kutularda şansımıza Twilight modeli bizi karşılaşdı. Halihazırda elimizde olan Twilight rengindeki P20 Pro ile de yeni modeli böylelikle karşılaştırma şansı elde ettik. Öncelikle şunu söyleyelim, cihaz kamerasından tutun da renklerine kadar farklı bir model olduğunu dışarıya gösteriyor. Yani cihazın arka panelini gördükten sonra başka bir model olduğunu düşünmenize imkan yok. Ancak Twilight rengi kendi içinde de değişmiş. P20 Pro’da mordan başlayıp maviye giden o renk yerine daha koyu bir lacivertle başlayıp önce mora sonra maviye dönen bir Twilight var karşımızda bu kez. Bu noktada rengi beğenip beğenmemek çok kişisel bir karar elbette. Biz her ne kadar P20 Pro’daki renk geçişini daha yumuşak bulduysak da Huawei Mate 20 Pro modelinin bu renginin favoriler arasına hızla gireceğini ön görmek çok yanlış olmaz.

Arka gövdedeki tek değişim bu değil elbette. Kamera konumlandırılması da tamamen değiştirilmiş. Cihazı ortalayacak şekilde 4’lü bir sistem kurulmuş. 3 kamerayı tamamlayan dördüncü olarak da karşımıza flaş çıkıyor burada. Yuvarlak köşeli kare tasarımın çıkıntısının P20 Pro’ya göre çok daha az olduğunu söyleyebiliriz. Tabii cam gövdede parmak izi tutma problemi azalsa da devam ediyor. Dikkatimizi asıl çekense, cihazın P20 Pro’dan daha az kaygan oluşu oldu. Hala kumaş ve düz yüzeylerde kayıyor, ama kıyaslandığında çok daha “iyileştirilmiş” bir deneyim var. Tasarımda en dikkat çekici bir diğer nokta ise kırmızı ekranı uyandırma tuşu diyebiliriz. Bunun dışında ortalarda görünmeyen parmak izi sensörü de kendine yeni bir yer buluyor elbet. Ancak buna birazdan değineceğiz.

3D Depth Sensing ve ekrana entegre parmak izi

Cihazda 6,39 inç boyutunda 3120×1440 piksel çözünürlük sunan AMOLED ekran yer alıyor. Ekranın köşelere doğru hafif kavisli olduğunu söyleyelim. Bu ekrandaki en dikkat çekici unsur ise ne çözünürlük ne de ekranın parlaklığı. Bakışlar ilk olarak oldukça geniş çentiğe takılıyor. İşte tam da bu çentikte Huawei’nin yeni gelişmiş yüz tanıma sistemi yatıyor. Malum rakibine çok benzer bir sistemi cihaza oturtan Huawei Mate 20 Pro, daha gelişmiş bir yüz tanıma sistemi vadediyor. Biz tabii ki bu iki saatlik süre içinde karanlıkta ya da güneş gözlüğüyle sistemi test edemedik ancak bunun yerine farklı açılarda ekranı açmaya çalıştık. Her defasında da cihaz bizi tanımayı başardı. Çok dar açılardan masaüstü konumuna kadar test ettiğimizi söyleyebiliriz. Sistem yüzünüzü hızlı bir şekilde okuyup ekranı da aynı hızla açıyor.

Ekranın bir diğer önemli özelliği ise ekrana entegre parmak izi sensörü. Öncelikle şunu belirtelim, bu durum “tüm ekran parmak izi okuyor” anlamına gelmiyor. Ekranda sadece belli bir nokta parmak izinizi okuyor. Hızlı bir tanıtımın ardından bu özelliği de test ettiğimizde başarılı bir şekilde çalıştığını gördük. Su üzerine çarpan damlacıkların yarattğı mini dalgalara benzer bir animasyon sunuyor bu sensör. Bu yüzden aslında bastırmamıza gerek olmasa da zaman zaman elimizi ekrana bastırdığımızı fark ettik. Sensör başarılı bir şekilde çalışıyor ancak şu dikkatimizi çekti. Ne yazık ki şu an Huawei’nin her fırsatta övdüğümüz klasik parmak izi sensörü kadar hızlı çalışmıyor. O animasyon saniyelik de olsa sistemin açılmasını geciktiriyor. Ancak tasarım elbette pürüzsüzlüğünü koruyor. Yeni cihazla beraber yüz tanıma veya parmak iziyle otomatik şifre doldurma özelliğinin geldiğini de ekleyelim.

Sadeleşen EMUI 9.0

En merak ettiğimiz detaylardan biri EMUI 9.0’dı. Sadeleşen arayüz, ayarlar sekmesinde pek çok gereksiz adımı kaldırmış diyebiliriz. Ancak bunun ötesinde Kirin 980’le de birlikte cihazın arayüzü hızlanmış. Uygulama çekmecelerinin veya dahili uygulamaların açılışları çok daha hızlı. P20 Pro ile yaptığımız karşılaştırmada da bu gözlemi yapabildiğimizi belirtelim. Karşımızda çok daha hızlı tepki veren bir cihaz bulunuyor anlayacağınız. Uygulama kapatma ekranında ise toplu uygulama dizinleri değişmiş. Üst üste uygulamalar yerine iPhone X’da olduğu gibi yan yana görüyoruz. Kapatmak istediğimiz uygulamayı ise yine iPhone X’da olduğu gibi yukarı sürükleyerek kapatıyoruz. Cihazda Kirin 980 yer aldığını söylemiştik, teknik detay olarak işlemciye 6 GB RAM ve 128 GB dahili hafızanın eşlik ettiğini de ekleyelim.

Kablosuz şarj standına dönüşme

4.200 mAh kapasiteli pille gelen Huawei Mate 20 Pro modelinin pil performansını ne yazık ki iki saatlik ön tanıtımda hakkını vererek ölçemedik. Bunun için ana incelememizi beklemeniz gerekebilir. Ancak cihazın sunduğu en ilginç özellikleri görme fırsatı elde ettik. Önce genel detaylardan bahsedelim. Bildiğiniz gibi cihaz 40W kablolu hızlı şarj destekliyor. Huawei’nin açıklamasına göre yarım saatlik şarj yüzde 70 dolum sağlıyor. Tabii cihazı kablosuz şarj (15W) etmek de mümkün. Ancak asıl ilginç özellik Wireless Reverse Charging oldu. Bu özelliğe göre cihazı kablosuz şarj standına dönüştürebiliyorsunuz. Bu kapatılıp açılabilen bir özellik. Yani sürekli açık gelmiyor. Ayarlar’dan Pil kısmından açabiliyorsunuz. Açtıktan sonra kablosuz şarj destekleyen cihazla sırt sırta getirdiğinizde diğer cihaz şarj olmaya başlıyor. Şarjınızı paylaşmak ister misiniz bilemiyoruz ancak oldukça cömert bir özellik olduğu kesin.

Ultra geniş açı

Gelelim kameralara. Bu noktada detaylara inmeden önce şunu belirtelim, cihazları kapalı bir alanda incelediğimiz için düşük ışık, gece çekimi ve benzeri çekimleri gerçekleştiremedik. Bu gibi detaylar için önümüzdeki dönemlerde yayınlayacağımız detaylı inceleme daha aydınlatıcı olacaktır. Leica imzalı kamera sistemine baktığımızda bizi f/1.8 diyafram açıklığına sahip geniş açı, f/2.4 diyaframlı 8 MP telefoto ve f/2.2 diyafram açıklıklı 20 MP ultra geniş açı karşıladı. Macro çekim meraklısıysanız sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim, Huawei Mate 20 Pro aradığınız model olabilir. Klasik x1, x3, x5 yakınlaştırmaya ultra geniş açı ile x0,6 eklenmiş. Bu moda geldiğinizde kamerayla beraber macro çekim gerçekleştirebiliyorsunuz ve 2,5 cm’e kadar odak bozulmadan nesneye yaklaşabiliyorsunuz. içinde We Are AI yazan bir yüzükle test ettiğimiz bu özellikte detayların görüntüsü oldukça tatmin ediciydi. Kamera performansı ise yine liste başı olacak gibi görünüyor diyebiliriz. Huawei’nin tahtı kimseye bırakma niyeti yok. Monochrome denemeler de yaptığımız kameranın siyah-beyaz modunun ise yapay zeka yardımıyla çok daha keskinleştiğini belirtelim. Gerçekten hayranlık uyandırıcıydı. 24 MP ön kamera ile de yine etkileyici selfielerin kapısı açılmış. Burada dikkatimizi çeken portre modunda değişen ışıklandırmalar oldu. Filtre benzeri yeni ışıklandırmalara gerek var mıydı emin değiliz açıkçası.

Fotoğraf çekimlerinde harikalar yaratan yapay zeka video kısmına da sıçramış. Daha sanatsal videoların önünü açan Huawei Mate 20 Pro, gerçek zamanlı video efektlerini getiriyor. 21:9 formatta videolar kaydedebileceğiniz cihazda çekim yaparken efekt uygulayabiliyorsunuz. Bizim denediklerimizden biri AI Portrait’ti. Bu modda insan vücudunu algılayan AI, insanın kendisi dışında tüm çevresini siyah beyaz yapıyor.

Gün sonunda Huawei Mate 20 Pro, 2 saatte sunduklarıyla bizi hayli etkiledi diyebiliriz. Daha detaylı incelemesi için sabırsızlıkla beklediğimiz cihaz, yıla damgasını vuracak gibi görünüyor.

Bugünden itibaren yurt dışında satışa sunulan cihazın fiyatı ise 1049 euro olarak açıklandı.

Teknik özellikler