Galaxy S10+ gövdesinde tam 5 kamera birden taşıyor. Arkada yer alan üç kameraya önde çift kamera eşlik ediyor. Söze selfie kameralarından başlayacak olursak, cihazda 10 MP f/1.9 ana selfie kamerası ve 8 MP RGB derinlik kamerası bulunuyor. Canlı Odak özelliği ile bokeh çekimler yapabilen telefon başarılı selfieler çekiyor. Geçmişteki modellerde olduğu gibi Samsung kontrast zengini kareler yakalıyor. Canlı Odak’ta hem ön hem de arkada en sevdiğimiz mod Renkli Nokta oldu. Ancak zaman zaman renkli nokta çekimlerinde saç tellerini algılamakta cihazın zorlandığını belirtelim. Kedilerde ya da cansız nesnelerde daha başarılı sonuçlar elde ettik. Ön kameranın en dikkat çekici yanı ise 4K video çekebilmesi. Ancak burada ne bir optik görüntü sabitleyici ne de 60 fps desteği bulunduğunu söyleyelim.
Gelelim arka kameraya. Cihazda 12 MP telefoto, 12 MP geniş açı ve 16 MP ultra geniş açı lens bulunuyor. 0,5x ile daha geniş bir kadraj elde eden cihaz 2x optik yakınlaştırma 10x de dijital yakınlaştırma yapabiliyor. Açıkçası rakiplerle kıyaslandığında telefoto lensin çok daha başarılı olmasını isterdik. Bu özellikler çok “standart” kalmış durumda. Samsung’dan bir adım daha ötesini bekliyoruz. Arka kamera da gün ışığında yine canlı renklerle desteklenmiş çok başarılı kareler çekiyor. Akıllı sistemi sayesinde gördüğü manzarayı algılayarak ona göre düzenlemeyi de çekim anında yapabiliyor. Bu açıdan hayli başarılı diyebiliriz. Ancak düşük ışıkta, özellikle çok düşük ışıkta, performansın giderek azaldığını belirtmeden geçemeyeceğiz. Bu noktada biraz rakiplerle kıyaslandığında, Samsung sanki geri planda kalıyormuş gibi. Arka kameranın en önemli özelliklerinden biri ise kesinlikle değiştirilebilen diyafram açıklığı. Daha önce de Samsung cihazlarda gördüğümüz bu özellik, özellikle profesyonel modda kullanıcılar için daha da öne çıkan bir detay olmuş. Düşük ışıkta ise profesyonel moodda bir de tripod yardımıyla en büyük yardımcınız olabilir. Arka kameranın 60 fps’de 4K video çekimlere imkan tanıdığını ekleyelim. Cihazda bir de klasik çekim modlarının yanı sıra Instagram modu bulunuyor. Kamera ile çektiğiniz fotoğrafı doğrudan Instagram Hikayeler kısmını açarak oraya yansıtıyor. Siz de klasik hikaye özelliklerinden yararlanarak fotoğrafı düzenleyip paylaşabiliyorsunuz. Çok gerekli mi? Tartışılır. Ancak kamera uygulamasından doğrudan geçiş olması işleri kolaylaştıran bir unsur olmuş. Tabii tek seferde sizi memnun edebilen bir kare çekebiliyorsanız. Diğer türlü pek bir anlamı yok açıkçası.